Bu minik dev hoparlör bir önceki TAL serisinin dünya çapında bir klasik olan XM modeli baz alınarak geliştirildi. Bu hoparlörün ton yelpazesi, mükemmel hız ve detayını daha önce yalnız kule tipi hoparlörlere mahsus olan güçlendirilmiş derin bas cevabı ile zenginleştirilerek TR 400 elde edildi.

Bu referans raf tipi hoparlörün en güçlü özelliği renklenmeden eser olmayan akıcı ve berrak orta sesleridir. Bu özelliğini de kendi başına bir fenomen olan Greycone patentli bas/mid sürücüsüne ve ultra düşük kayıplı high end bölücü devresine borçludur.

İlginç ve zarif kabinet kıvrımları aslında ona çekici bir görünüm vermekten çok akustik olarak en az sorun yaratması için tasarlandı. Geleneksel dikdörtgen prizmatik kabinetler iç hacimde oluşan durağan dalgalar ve kabinetin yapısal rezonanslarından oldukça etkilenirler. Müzik sinyali içinde yer alan çeşitli frekanslar bu tür kabinetleri bir enstrüman gibi titreştirirken, aslında o frekanslarda müziğin kendisinde olamayan hayalet sesler yayımlamasına neden olurlar. Bu de seste netsizleşme, uğultu ve çınlama gibi sorunlar yaratır. Geçmişin başarılı tasarımları bu sorunu çözmek için kabinet içi payandalar veya pahalı özel kabinet malzemeleri kullandılar.

TR 400 bu sorunu çözmek için doğayı ve müzik enstrüman üretim tekniklerini uzun yıllar boyunca inceledi. Elde edilen bilimsel sonuçlar ile bir T+A klasiği olan Transmission Line yapısının bileşimi TS serisinde gerçekten muhteşem oldu. Seste doğallığın en önemli anahtarlarından biri olan transmission line kabinet yapısında kabinet içi rezonanslar zaten yapı gereği düşük iken, TS serisinde kullanılan özel ahşap tekniği ve doğal geometriler bunu inanılmaz düzeylere indirgedi.

TS serisinde kullanılan tüm sürücüler tiz sürücüleri istisnası ile bütünüyle ve sıfırdan T+A mühendisleri tarafından tasarlandı ve üretildi. Sürücülerde kullanılan döküm çelik şasiler, simetrik yerleşimli parçalı mıknatıslar, özel yassı telden sarılan güçlü bobinler onları çok üst sınıfa taşıyor. Ancak buradaki asıl sır konilerde kullanılmak üzere geliştirilen patentli Greycone materyali. Bu ultra sert ve ultra hafif kompozit benzer rakip materyallerden bu özellikler bakımından üstün olmakla kalmayıp, onlardan farklı olarak organik ve sıcak bir ses karakteri sunuyor. 

Ahşap işleme sanatının en pahalı ve zahmetli teknolojisi olan çok katmanlı laminasyon ve şekillendirme TR 400'de harikalar yaratıyor. Kullanıldığı yüzeye göre 12 ila 40 kat çapraz kesilmiş İskandinav ağaç katmanları otomotiv sanayiinde kullanılan sert ağaç kalıplar kullanılarak ısı ve basınç altında şekillendiriliyor. Bu da bilinen hemen tüm materyal tekniklerinden daha yüksek bükülme direnci ve düşük rezonans sağlıyor. Ayrıca bu teknik ile başka üretim yöntemleri ile kolay kolay elde edilemeyecek organik formlar rahatça yaratılabiliyor. Aslında TL serisi hoparlörlerin üretim maliyetinin büyük bölümünü bu süreç oluşturuyor. Öyle ki, onbinlerce Euro maliyeti olan herbir kalıp yalnızca 42 panel üretilmesine izin veriyor.

Eğer orta seslerde bugüne dek yalnızca hayalinizde canlandırabildiğiniz doğallığı, hızı ve canlılığı mükemmel tiz ve derin bas performansı ile birlikte, üstelik de küçük bir raf tipi hoparlörde arıyorsanız, T+A TR 400'ü mutlaka dinleyin deriz. Yaratıcısı Sigi Amft ona boşuna minik bebeğim demiyor.